Doğa başlangıçtan bu yana güzel sanatlara, felsefeye, edebiyata ve şiirlere ilham kaynağı olmuş, insan-doğa arasındaki ilişkilerdeki değişimler peyzaj tasarım stillerini de doğrudan etkilemiştir.
Felsefe sayesinde peyzaj mimarisi belirli bir çerçeve içinde süren yaşam alanlarımızın olguların çok yönlü olarak çözümleme ve yorumlama potansiyeline sahip kılmıştır..
Yani peyzaj mimarisi sanat ve felsefenin bir ürünü olduğu kadar felsefe ve sanatta bir peyzaj ürünüdür. Birbirini tamamlar.
Geçmişteki tarihlerin kültürlerin somuşlaştığı ve vucut bulduğu, sürdürülebilirliğini sağlamış yerdir peyzaj mimarisi.
Bu bir dünya savaşı olabilir, bir saray ideolojinin (barok bahçe sanatı) yansıması olabilir veya bir müzük notasının veya bir liderin başarısının doğaya nakş olma biçimidir